Fosil yakıtlar bakımından dezavantajlı olan Türkiye’nin ışınım değeri ve aktif rüzgar potansiyeli bakımından Avrupa’dan daha avantajlı olduğunu ifade eden Üçay Grup CEO’su Turan Şakacı, yenilenebilir enerji yatırımları hakkında önemli bilgiler paylaştı. Büyük yapıların atıl durumdaki çatılarına dikkat çeken Şakacı, fabrika ve otel gibi büyük yapıların kendi enerjisini üretebileceğinin altını çizdi ve ekledi: “Dünyada GES ekipmanları üretimi arttı ve metrekare başına üretim verimliliği oldukça yükseldi. Bu sebeple amortisman süreleri 10 yıldan 4-5 yıla düştü.”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’nin elektrikteki kurulu gücü 96 bin megavat seviyesine ulaştı. Yenilenebilir enerji santrallerinin kurulu güç içindeki payı ise yüzde 63,5 seviyesine yükseldi. Kurulu güç içindeki en yüksek payı yüzde 32 ile hidrolik alırken, yerli kömür yüzde 12, rüzgar yüzde 9, güneş yüzde 7, jeotermal ve biyokütle yüzde 2’şer paya sahip oldu. “Fosil yakıtlar bakımındanher zaman dezavantajlı ve kaynakları kısıtlı bir ülke olan Türkiye’nin geleceği için yenilenebilir enerjideki rakamlar umut vericidir.” diyen konunun uzmanı Üçay Grup CEO’su Turan Şakacı şunları söyledi: “Son yıllarda gelişen teknolojilerin verimliliği artırması dünyada ve Türkiye’de güneş ile birlikte rüzgar enerjisini öne çıkarıyor. Ülkemiz popüler yenilenebilir enerji kaynakları olan rüzgar ve güneş özelinde, hem ışınım değerleri hem de aktif rüzgar potansiyeli bakımından Avrupa ülkelerinin çok üstünde verimlilik değerlerine sahiptir. Rakamlar bize Türkiye’nin elektrik enerjisi ihtiyacının tamamını sadece rüzgar ve güneşten sağlayabileceğini söylüyor.”
Çatılar Üretim Merkezi Oldu
Geçmiş yıllarda güneş enerjisi santrallerinin (GES) boş arazilere kurulduğunu belirten Turan Şakacı, Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda yapılan değişikliklerle atıl alanların kullanılmasının hedeflendiğine dikkat çekti ve şu bilgileri paylaştı: “Büyük yapıların çatıları atıl alan olarak duruyor. Kanunda yapılan değişiklik fabrika, otel, okul ve hastane gibi büyük yapıların çatılarını atıl alan olmaktan çıkarıyor ve elektrik üreten bir tesise dönüştürüyor. Burada amaç büyük yapıların atıl alanları olarak kabul edilen çatıların verimli kullanımı. Önümüzdeki dönem büyük projelerin daha da artmasını bekliyoruz. Devletimiz bu alanda büyük ihaleler gerçekleştiriyor. Konya’da dünyanın en büyük güneş enerjisi santrali kuruluyor.” Rüzgar ve güneş enerjisine yatırım yapmanın hem karlı hem de Türkiye’nin enerji politikaları için çok önemli olduğunu ifade eden Turan Şakacı, devletin satın alma garantisi verdiğine dikkat çekti. Bunun yatırımcıyı teşvik ettiğini sözlerine ekleyen Şakacı, özellikle yerli malzeme kullanımında bu teşviklerin daha da arttığını belirtti. Dünyada güneş ve rüzgâr enerjisine yönelik sistemleri üreten şirket sayısının artmasının kurulum maliyetlerini düşürdüğüne dikkat çeken Turan Şakacı şöyle devam etti:
“Geçmiş yıllara göre ekipman üretici sayısında ve üretim teknolojilerinde büyük artış var. Bu gelişme hem güneş ve rüzgar enerji sistemlerin fiyatlarını düşürdü hem de amortisman sürelerini 10 yıldan 4-5 yıla düşürdü. Güneş sistemlerinde verimli panel ömrü 25 yıldır. Bu süreden amortisman süresini çıkardığımızda yaklaşık 20 yıl boyunca elektrik maliyetinin olmadığını görüyoruz. Bu kadar uzun süre enerji gideri olmayan kurumlar rekabette fark yarattığı gibi karlılığını da artıracaktır. Çünkü ülkemizde üreticinin en büyük giderlerinden biri enerjidir.”