Dünyanın en büyük gıda ve temizlik üreticisi şirketlerinden Omo, Çif, Knorr ve Algida’nın üreticisi Unilever, Türkiye’deki ürünlerinde tuz ve şekeri kademeli olarak azaltacak. Şirket ayrıca gıda israfı konusunda da harekete geçecek. Öte yandan geçen yılın çok konuşulan gündemi ‘Türkiye’deki dondurmalarda Avrupa’dakinden az meyve var’ eleştirisine de yanıt veren yönetim ‘Biz çocuklara Türkiye’de beslensin diye daha fazla süt içeriği verdik’ dedi.
Çatısı altında Çif, Dove, Domestos, Knorr, Lipton, Omo, Signal, Algida, Axe gibi birçok ürünü bulunduran Unilever, , ‘Daha iyi bir gelecek yaratmak’ için sürdürülebilirliği işinin merkezine koydu. 1 milyardan fazla insanın sağlık ve esenliğini iyileştirmek, çevresel etkisini yarıya indirmek ve milyonlarca insanın geçim kaynaklarını iyileştirmek için uzun dönemli bir plana odaklandı.
4 Temel Taahhütte Bulundu
Amaçlarının daha iyi bir dünya olduğunu belirten Unilever Türkiye Gıdadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Kölükfakı, şunları söyledi: “Dünyanın en büyük gıda üreticilerinden biri olarak, adil bir küresel gıda sisteminin şekillenmesi için taşıdığımız sorumlulukla Yarının Gıdaları İnisiyatifini başlatıyoruz. Bu kapsamda 4 temel taahhütte bulunuyoruz:
1. Ürünlerimizde sürdürülebilir tarımsal ham maddeler kullanımını ve bitkisel temelli gıda seçeneklerini artırmak.
2. Besleyici gıdaları herkes için erişilebilir kılmak. 2025 yılına kadar yeterli ve dengeli beslenmeye katkı sağlayan ürünlerimizi iki katına çıkaracağız.
3. Tüm ürün gruplarımızda kalori, tuz ve şeker miktarını azaltmaya devam edeceğiz.
4. Gıda atığını yarıya indirmek. 2025’e kadar üretimden, ürünlerimizin raflara ulaşmasına kadar olan süreçteki doğrudan faaliyetlerimizde gıda atıklarını yarıya indireceğiz.
16 Dolar Maliyeti Var
Sürdürülebilir bir gıda sistemine geçişe öncülük etmek için ölçeğimizi, markalarımızı ve yeteneklerimizi kullanacağız. Ayrıca, önümüzdeki beş ila yedi yıl içinde, et ve süt ürünlerine seçenek olarak bitkisel temelli gıdalardan oluşan global büyüklüğü 1 milyar Euro’ya ulaşacak yeni bir gıda iş kolu geliştirmeyi planlıyoruz. Yıllardır hayata geçirdiğimiz iyi uygulamaları, gıda kategorimizin yeni taahhütleriyle birlikte daha ileriye taşıyacağımız için çok heyecanlıyız. Önümüzde uzun bir yol var… Ancak ortak çabalar ile daha sağlıklı bir dünya yaratıp daha sürdürülebilir ve besleyici gıdaları beslenmeye dahil edebileceğimize inanıyoruz. Gıda sistemini değiştirmek, ekonomik büyüme açısından da önemli. Dünya genelinde 80 milyon istihdam yaratabilir ve üretimdeki büyümeye 2030 yılı itibarıyla 2 trilyon Euro oranında bir katkı sağlayabilir. Eyleme geçmemenin maliyeti, aslında eyleme geçmenin maliyetinden çok daha yüksek. Çalışmalar, beslenmeye harcanan her 1 dolar karşılığında ekonomik fayda açısından en az 16 dolar oranında geri dönüş sağlandığını gösteriyor.
Sürdürebilir Tarım İçin
2010 yılından bu yana sürdürülebilir kaynaklar kullanan tarımsal ham maddelerimizin miktarını %14’ten %62’ye yükselttik; öncelikli 13 sebze ve baharatımızın %86’sini sürdürülebilir kaynaklardan elde etmeyi başardık. Türkiye’de domateslerimizin %100’ünü Bursa, Karacabey’den geleceğe dost tarım yapılan tarlalardan sağlıyoruz. Nanemiz, Manisa Salihli ve Gaziantep Nizip’ten gelen %100 sürdürülebilir ürünler.
2012 yılında WWF ile başlattığımız ‘Sürdürülebilir Tarım Programı’ ile bugüne kadar birlikte çalıştığımız 4.000 çiftçiye geleceğe dost tarım uygulamaları konusunda eğitimler verdik.
Türkiye, Lipton çayın hem üretilip hem tüketildiği ilk ve tek Yağmur Ormanları Birliği Sertifikası (RA) alan ülke oldu. Lipton Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi kapsamında 2011 yılından beri her sene 35.000 kişiye toplamda 100.000 saat doğru tarım uygulamaları hakkında eğitim verildi.
Magnum kakao çekirdeklerinin %98’inden fazlası sürdürülebilir şekilde Rainforest Alliance Certified ™ çiftçilerinden temin ediliyor.
Türkiye’de gıda, içecek ve dondurma işimizde, hammadde ve ambalaj malzemelerinin %72’sini sürdürülebilir kaynaklardan elde ediyoruz; harcamalarımızın %81’ini yerel kaynaklara yapıyoruz.
Tuz:
2019 sonu itibarıyla, gıda ürünlerimizin yüzde 70’i, küresel olarak günlük 5g olan bu tuz alımı standartlarını karşılamaktadır. Portföyümüz genelinde bir yandan mükemmel lezzete sahip ürünler üretmeye devam ederken, tuz miktarında da halihazırda önemli oranlarda azaltma gerçekleştirdik. Knorr tarafında, özellikle çorbada %5 ila %20 oranında tüketici tercihlerine göre tuzu azalttığımız ürünlerimiz var. Salata soslarımızda, bazı harçlarda, çeşni ürünlerimizde, makarna soslarımızda tuz azaltılarak Unilever’in en yüksek beslenme standartlarına (HNS) ulaşıldı.
Şeker:
Dondurma kategorisinde şekeri azaltma konusunda aldığımız çok ciddi aksiyonlar var. Son 3 yılda ortalama yüzde 10-15 oranında şeker azaltımı gerçekleştirdik. Tüm ürün gruplarında programlı olarak şeker azaltma çalışmalarımız devam sürmektedir ve yalnızca bu yıl
Carte D’or ürünlerinde ortalama %6
Algida Keyif ürünlerinde ortalama %9 şeker azaltıldığını belirtmek isteriz.
Daha az şeker ve daha düşük kalorili ancak yine mükemmel bir lezzete sahip seçenekler sunmak üzere kalori kontrollü dondurmaları piyasaya sürdük. Algida ürün portföyümüzde son yıllarda artan tüketim trendleri göz önünde bulundurularak geliştirilen şeker ilavesiz ve tatlandırıcı içermeyen; şekeri meyveden gelen Frootie %100, Frootie Super gibi ürünlerimiz bulunuyor.
Kalori:
Global olarak 2015 itibarıyla ambalajlı dondurma ürünlerimizin kalorisinin porsiyon başına 250 kcal seviyesini aşmayacağına karar verdik ve bunu başardık. 2019 yılında global portföyümüz, yüzde 93 oranında bu hedefi tutturdu. Şu an kalori kararımızı, 2025 itibarıyla ambalajlı dondurma portföyümüzün yüzde 95’ini kapsayacak şekilde genişletmiş bulunuyoruz. Bu karar doğrultusunda ambalajlı dondurma portföyümüzün yüzde 95’i, 2025 itibariyle en fazla 22 gram şeker ve 250 kcal içerecektir. Carte D’or Light %35 daha az enerji, %45 daha az şeker, %50 daha az yağ içeren bir seçenek. Çocuklara yönelik dondurmalarımız 2014 yılından bu yana porsiyon kontrollü ve porsiyon başına 110 kcal ya da daha düşük kaloriye sahiptir.
Gıda israfını azaltmak
Konya Dondurma Fabrikası, Sıfır Atık Yönetmeliği’nce Sıfır Atık Yönetim Sistemini kurarak Sıfır Temel Belgesi almaya hak kazandık.
2013’ten beri hızlı tüketim ürünleri sektöründe bir ilk olarak, Türkiye’deki 6 fabrikamız ve 2015 yılından beri ofislerimiz, depolarımız ve Ar-Ge merkezlerimiz ‘çöplüğe sıfır atık’ statüsünde çalışıyor.
Lipton ile Rize’de; 2012’de katı atık toplama, 2013’te atık su arıtma tesislerini açtık.
Gıda atığının ev dışı tüketimde çok önemli olduğunu biliyoruz. UFS Academy ile farkındalığı artırmak üzere çalışacağız.