Vertiv Termal Yönetim Ürün Uygulama Müdürü Andrea Moscheni:
Veri merkezlerinin rolü hızla artıyor. Dijital hizmetlere olan güvenimizin güçlenmesi ve sanal dünyanın gelecekte daha etkin olacağına dair beklentiler veri merkezlerine talebi artırmaya devam edecek. Omdia tarafından yapılan projeksiyonlara göre önümüzdeki beş yılda bulut, yıllık yüzde 16,6, sunucu barındırma merkezleri de yıllık yüzde 8,3’lük bir büyüme yaşayacak. Eş zamanlı olarak veri merkezi sağlayıcıları, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılması için karbon emisyonlarını büyük ölçüde azaltacak sıkı politikaları da benimsiyor.
Veri merkezi sürdürülebilirliği
En büyük veri merkezi operatörleri, İklim Nötr Veri Merkezi Paktı’nı, imzaladı ve birçok veri merkezi de bu yönde yol alıyor. Sektör, 2030 yılına kadar iklim nötrlüğü taahhüdünde bulundu ve sürdürülebilirliğin tüm iş süreçlerinde ana unsur olmasını sağladı. Su soğutmalı sistemler, veri merkezi sağlayıcılarının büyümelerini sadece maliyet etkin bir şekilde ve minimum kesintiyle desteklemekle kalmıyor aynı zamanda karbon ayak izlerini azaltmalarına ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmaları için uygun bir yol olarak öne çıkıyor. Emisyonların azaltılması iki temel şekilde gerçekleşebilir: Birincisi doğrudan emisyonların azaltılması diğeri de dolaylı olarak emisyonların azaltılması.
Doğrudan emisyonların azaltılması (Soğutucuların küresel ısınma potansiyeli)
Küresel ısınma potansiyeli (GWP) bir sera gazının göreceli etkisini ve bir karbondioksit bazına kıyasla atmosferde aktif kaldığı süreyi tanımlıyor. Bu metrik ne kadar düşük olursa atmosfer üzerindeki etkisi de o kadar düşük oluyor.
Geleneksel soğutucular şimdi daha düşük küresel ısınma potansiyeli olan modern HFO (Hidrofloro-olefin) soğutucularla değiştirilebilir. Bu değişimin 2040 yılına kadar 105 milyon tona eşdeğer karbondioksit emisyonunu önlemesi bekleniyor. Ancak bu yeni soğutucuların çoğu ASHRAE (Amerikan Isıtma, Soğutma ve İklimlendirme Mühendisleri Derneği) tarafından hafif yanıcı olarak sınıflandırılıyor, bu nedenle soğutma sistemi için yeni bir tasarım gerektiriyor bu da daha geniş veri merkezi tasarımı yapılmasını etkileyecek görünüyor.
Soğutucu, soğutma birimlerinin içinde bulunduğundan ve çoğu uygulamada bunlar veri merkezinin dışına kurulduğundan, su soğutmalı soğutma sistemleri mükemmel bir çözüm sunuyor, yanıcı sıvıların kullanımını basitleştiriyor. Soğutulmuş su sistemleri; veri merkezlerinde düşük küresel ısınma potansiyelli soğutucular kullanan ilk soğutma teknolojilerinden biri ve bu nedenle doğrudan çevresel etkilerini azaltmak konusunda önemli bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Dolaylı emisyonların azaltılması (Enerji tüketiminin düşürülmesi)
Karbon ayak izini azaltmanın anlamı bir veri merkezinin çalışırken tükettiği elektriği azaltmak demek. Soğutulmuş su sistemlerinin önemli rol oynayabileceği noktada da burası. Son yıllarda, elektrik kullanımının azaltılması amacıyla soğutma sistemi verimliliğini geliştiren birçok uygulama devreye alındı. Örneğin, soğutulmuş bir su sisteminde, soğutma grubu kompresörü en büyük elektrik tüketicisi konumunda ve dışarıda hava ne kadar sıcaksa kompresörün elektrik talebi de o kadar fazla olur.
Son yıllarda özellikle kısmi yüklerde daha yüksek verimliliğe ulaşılmasına yardımcı olan inverterli kompresörlerin kullanımı arttı. İnvertörlü vidalı kompresörler veya yağsız santrifüj kompresörlerle donatılmış soğutma grupları, önceki teknolojiye kıyasla elektrik tüketimini büyük ölçüde azaltmak için kullanılabiliyor.
Geçtiğimiz birkaç yılda ASHRAE, veri merkezi ekipmanlarının önerilen koridor çalışma sıcaklığını 27 dereceye yükseltti. Bu soğutulmuş su sistemlerindeki su sıcaklıklarında artışlara izin verdi ve daha önce serbest soğutmanın mümkün olmadığı ülkelerde bile serbest soğutmalı soğutmaların geniş bir şekilde kullanılmasını mümkün kıldı. Serbest soğutma teknolojisi, kompresörü çalıştırmadan sistemin soğutulmasını sağladığı için önemli bir avantaj da sunuyor.
Adyabatik teknoloji, soğutulmuş su sisteminin verimliliğini de artırabiliyor. Bu sistemlerde ortam havası ıslak pedlerden geçirilerek soğutuluyor. Hava daha sonra daha düşük bir sıcaklıkta veriliyor, bu da soğutma sistemlerinin daha yüksek bir serbest soğutma kapasitesi ve kompresörün daha verimli çalışmasını sağlıyor. Bu çözümün ana unsuru ünitenin yerleşik denetleyicisi ve bu denetleyici; fazlalık, verimlilik veya soğutma talebine göre ihtiyaç duyulan her an su kullanımına imkan tanıyor. Denetleyici, suyun boşa harcanmasını önleme, veri merkezinin su kullanım etkinliğini iyileştirme konusunda da ana sorumluluğu taşıyor. Su kullanımı her zaman farklı ihtiyaçları ve kısıtlamaları dengelemeyi gerektiriyor.
Soğutulmuş su sistemleri kontrollerinin optimizasyonuyla veri merkezi verimliliğinde daha fazla iyileştirme yapmak mümkün. Soğutulmuş tesis yöneticisi teknolojisi, soğutulmuş su sistemlerinin tüm birimlerinin ve ana bileşenlerinin çalışmasını koordine edebilir. Üniteler ve ana bileşenler arasında çalışma modunun entegrasyonuna ve koordinasyonuna izin vererek, kısmi yüklerde gelişmiş verimlilik ve performans sağlar veya beklenmedik arıza durumunda tepki vermenin ve sistemi sürekli soğutmanın en iyi yolunu bulur.
Tüm teknoloji optimizasyonlarını bir araya getiren soğutulmuş su sistemleri, doğrudan ve dolaylı emisyonları önemli ölçüde azaltabilir. Aşağıdaki tablo sistemin hiçbir zaman doğrudan genişleme modunda tam olarak çalışmadığı ve böylece mükemmel sistem verimliliği sağladığı ve maliyetleri düşürdüğü Londra’daki sonuçların bir örneğini özetliyor.
Soğutulmuş su sistemleri ve bunların veri merkezi uygulamalarına getirdiği faydalar hakkında daha fazla bilgi edinmek için “Soğutulmuş Su Sistemleri Veri Merkezi Kullanılabilirliğini ve Sürdürülebilirlik Hedeflerini Nasıl Karşılıyor?” başlıklı teknik incelemeyi ücretsiz olarak indirebilirsiniz.
Güvenle ölçeklendirme
Soğutulmuş su sistemlerinin yarattığı faydaları ortaya koyan en iyi örneklerden biri termal yönetim sisteminin kullanıldığı Norveçli hidro-elektrik veri merkezi olan Green Mountain.
Green Mountain, Vertiv’in soğutulmuş su ünitelerinin kurulumundan sonra beş megavatlık ek soğutma kapasitesi kazandı ve bu sistemlerin daha geniş bir parçası olarak karbon nötr veri merkezi konfigürasyonlarını nasıl kolaylaştırabileceğini gösterdi.
Birçok hiper ölçek ve sunucu barındırma merkezi sağlayıcısı, şimdi yalnızca maliyet ve dağıtım hızı açısından değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik açısından da soğuk su sistemlerini kullanmayı tercih ediyor. Kapasiteyi genişletme ve veri merkezi karbon ayak izini iyileştirme yarışının bir sonraki aşamasına geçerken bu eğilimin devam etmesi gerekiyor. Hızlı bir şekilde genişleme ve net sıfıra ulaşmak için artan baskıyla birlikte veri merkezi sağlayıcıları hem bugünün hem yarının ihtiyaçlarını karşılamak için yeni teknolojilere güvenmek zorunda.