Teknolojinin hayatımızdaki etkisi uzun yıllardan beri artıyor. Bu durum alışkanlıklarımızla birlikte teknolojinin yanlış kullanımının sonuçlarına ilişkin algımızı da değiştiriyor. BAREM’in global ortağı WIN Grubu ile yaptığı “Teknoloji” araştırmasına göre; çevrim içi olarak paylaştığı kişisel bilgilere ne olduğunu bilen insan sayısı artıyor ancak bu paylaşımlardan duyulan endişe düzeyi hiç azalmıyor.
BAREM, global ortağı WIN International ile birlikte, 39 ülkeden 33.236 kişi ile görüşerek dijital teknolojilerin önemini, kişisel bilginin gizliliğini ve çevrim içi bilgi paylaşımının getirdiği endişeyi irdeledi.
Türkiye, en endişeli ülkelerden
Küresel nüfusun neredeyse yarısı (%48), kişisel bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda endişeli. Geçen yıla göre üç puanlık bir artış (%45) gösteren bu oran kadınlarda %47’den %50’ye, erkeklerde %43’ten %47’ye artmış durumda. Artışın nedenleri arasında pandemi sırasında yükselen online satın alma ve banka işlemleri sayılabilir. Endişenin altında ise “iyi bir sanal güvenlik sistemi olmadan özel verilerin sağlanması, kişisel verilerin yasa dışı eylemler için çalınmasına veya manipülasyonuna yol açabilir” düşüncesi yatıyor.
Amerika kıtasının yarısından fazlası (%54) bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda endişeli. Afrika ve MENA, geçen yılın sonuçlarına göre endişe seviyesini sırasıyla yüzde 22 ve 15 puan artıran bölgeler.
Ülke bazında, Brezilya (%72), Çin (%71) ve Türkiye (%61), bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda en endişeli ülkeler. En az endişeli görünenler ise Lübnan (%31), Filistin (%30) ve Almanya (%29). Çin’de yaşanan Kişisel Bilgilerin Korunması Yasası ile ilgili yerel tartışmaların, insanların konuyla ilgili görüşlerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
Türkiye, 39 ülke arasında %61 katılım oranıyla kişisel verilerini çevrim içi paylaşmaktan en çok endişe duyan 3’üncü ülke. En endişeli grupları orta yaş (35-54 yaş- %68), üst sosyo ekonomik statü (AB ses – %70), üniversite ve üzeri eğitimli (%69) ve ücretli veya maaşlı çalışanlar (%65) oluşturuyor.
Kişisel bilgilerimizi paylaşıyoruz fakat ne yapılacağını kestiremiyoruz
Kişisel bilgileri çevrimiçi paylaşma konusundaki artan endişe düzeyi, bir kez paylaşıldığında verilerimize ne olduğu konusunda artan farkındalıkla paralel gidiyor.
Küresel nüfusun üçte biri (%33), verilerine ne olduğunu bildiğini söylüyor. Bu oran 2020’ye göre %6 artış demek. Oran artmış da olsa, kişisel verilerinin gelecekteki kullanımını görmezden gelen önemli bir çoğunluk hala var.
Çin (%71), Hindistan (%51) ve Brezilya (%49) paylaşılan kişisel verilerin kullanımı konusunda en yüksek farkındalık yüzdelerine sahipken, Japonya (%16), Finlandiya ve Güney Kore (her biri %9 ile) en düşük sonuçlar.
Türkiye’de farkındalık oranı global ortalama ile aynı (%33). Bu oranla 39 ülke içinde 22’inci sıradayız. Kişisel bilgilerini paylaştıktan sonra, bilgilerle neler yapıldığını en çok bilen kesimleri üst gelir (%41), üst (AB) sosyoekonomik statü, lise (%39) ve Üniversite (%36) mezunları ile ücretli veya maaşlı çalışanlardan (%35) oluşturuyor.
Verileri kötüye kullanılanların oranı çok yüksek
Araştırma sonuçlarına göre, çevrim içi paylaştığı kişisel verileri kötüye kullanılan veya düpedüz suistimal edilen kişilerin oranı oldukça yüksek. Daha önce iletişimi olmayan firmalardan (spam) maillerin gelmesi en yüksek oranda (%41) karşılaşılan kötüye kullanım. Banka hesap detayları gibi kişisel bilgileri ele geçirmeye çalışan sahte mailler alanların oranı da oldukça yüksek (%31).
Bazı yerlere verilen kişisel bilgilerin dışarıya sızdırılması (%12), e-postanın “hack”lenmesi (%11) ve banka hesabının ya da kredi kartının hileli kullanımı (%11) ise daha saldırgan eylemler. Bunlar daha az oranda gerçekleşmiş olmalarına rağmen artıyor. Başına bu tarz durumlardan en az biri gelenlerin oranı dünyada %60. Amerika Birleşik Devletleri (%71), Hong Kong (%64) ve Meksika’da (%63) insanların diğer ülkelerdeki insanlardan daha fazla gizlilik konusunda sorun yaşadığı görülüyor.
Türkiye’de bu durumlardan en az birini yaşamış olanların oranı (%59) dünya ortalamasına çok yakın. Türkiye’de insanlar dünya ortalamasına göre daha çok spam mail alıyor (%45), sahte mail alanlar ise daha az (%23). Kişisel bilgileri sızdırılanlar (%18) ve e-postası “hack”lenenler (%12) dünya ortalamasının üzerindeyken, banka hesabı ya da kredi kartı hileli kullanılanlar (%8) global ortalamaya göre daha düşük oranda.
Araştırma Künyesi: Araştırma, 39 ülkede 33.236 kişi ile ülkeleri temsil eden örneklem ve çeşitli veri toplama yöntemleri kullanılarak, Ekim-Aralık 2021 aylarında gerçekleştirildi. Türkiye’de 25 Ekim-30Kasım 2021 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) ile 1003 kişi ile görüşüldü.