2022’de 86,9 milyar dolar seviyesinde olan küresel yapay zeka pazarının 2027’de 407 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Sadece yapay zeka uygulama sektörü 2022’de 2,5 milyar dolar ciroya sahip ve 2028’e kadar %38.3’lük gibi etkileyici bir tahmini yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) ile hızla ilerliyor. Bu ilerleme App Store’a da yansıyor, adında “AI” olan uygulamaların sayısı 2020’den bu yana %1033 arttı.
Bu sismik değişimde OpenAI, GPT destekli chatbot’u ChatGPT ile her eve giren bir isim olma yolunda. Kasım 2022’de kullanıma sunulan ChatGPT, Ocak 2023 itibariyle 100 milyon kullanıcıya ulaştı. OpenAI’ın en yeni modeli GPT-4o’nun 13 Mayıs 2024’te lansmanının ardından ChatGPT mobil uygulaması %22‘lik bir revenue artışı gördü. 13 ile 17 Mayıs tarihleri arasında bu uygulama App Store ve Google Play’de toplamda 4,2 milyon dolar‘lık bir net revenue oluşturarak o tarihe kadar olan en büyük sıçramasını yaşadı ve AI teknolojileri için güçlü bir talep olduğunu bizlere gösterdi. Ayrıca, GPT-4 ile çalışan Microsoft’un Bing AI, arama motoru pazarında büyük yankı uyandırdı ve Samsung’u, varsayılan arama motoru olarak Google’ı Bing ile değiştirmeyi düşünmeye yöneltti; bu hamle 3 milyar dolarlık bir potansiyele sahip.
Yapay zekanın bölgesel benimsenme modelleri, Çin’in trend belirleyen ve önemli bir pazar olduğunu ortaya koyuyor. Şirketlerin %58‘i yapay zeka kullanıyor ve %30’u da kullanmayı düşünüyor bu da Çin’in çok hızlı ilerlemesini sağlıyor. Buna karşılık, ABD’deki şirketlerin %25’i yapay zeka kullanıyor ve %43’ü ise değerlendirme aşamasında. Çin’deki yüksek benimseme oranı, Çin’in küresel AI ortamındaki önemli rolünün ve diğer ülkeler için standartları belirleme potansiyelinin altını çiziyor.
Çin, devletin kapsamlı desteği ve araştırma-geliştirmeye verdiği önem ile yapay zeka inovasyonunda lider konumda. Çin’deki AI pazarının 2023’te 29 milyon dolardan 2032’de 150 milyar dolara çıkacağı ön görülüyor.
Mobil uygulamalar neden AI’ı entegre etmelidir?
Yapay zeka ile mobil uygulamalar kullanıcı beklentilerinin ötesine geçebiliyor, ilgi çekici ve verimli deneyimler sunarak hedef kitlelerin ilgisini çekiyor. Bu avantajlardan yararlanmak için tamamen yapay zekaya sahip yeni bir uygulama oluşturmanıza gerek yok. Burada, yapay zeka öğelerinin uygulamanıza nasıl eklenebileceğini inceleyerek uygulamanızı performans ve etkileşimde nasıl güçlendirebileceğinizi ele alalım.
Kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimi
AI algoritmaları kullanıcı davranışını, tercihlerini ve etkileşimlerini dikkatlice analiz ederek kişiye özel deneyimler oluşturabilir. Şunu düşünün: En sevdiğiniz alışveriş uygulamasını açıyorsunuz ve anında tarzınıza uygun ürünleri görüyorsunuz, daha önce yaptığınız aramalar da ekranınızda beliriyor. Burada yapay zeka iş başında ve Salesforce’a göre, daha kişisel bir görünüm isteyen tüketicilerin %65’ine hizmet veriyor.
Akıllı otomasyon artarak sürüyor
Yapay zeka destekli akıllı otomasyon, kullanıcı etkileşimlerini ve backend operasyonlarını dönüştürüyor. İhtiyaçları tahmin ederek ve görevleri otomatikleştirerek daha kolay ve daha hızlı uygulama etkileşimleri sağlayarak kullanıcı deneyimini güçlendiriyor. Yeni bir rapora göre, AI chatbot otomasyonuna sahip uygulamalardan memnuniyet oranı %80 olmasının sebebi süreçlerin sorunsuz ilerlemesi.
Yapay zeka ile desteklenen otomasyon, arka planda veri yönetimini, müşteri hizmetleri operasyonlarını ve uygulama performansını artırıyor. Otomatik veri analizi, trendleri ve sorunları gerçek zamanlı olarak tespit ederek daha hızlı düzenleme ve iyileştirme sağlıyor. Yüksek etkili güvenlik, günümüzün dijital ortamında kritik bir öneme sahip. Örneğin AI, kullanıcı davranışını analiz ederek şüpheli giriş girişimleri veya işlemleri gibi potansiyel olarak güvenlik ihlallerine işaret eden olağandışı düzenleri tespit edebilir. Tahmine dayalı analitik büyük veri setlerini analiz etmek, modelleri belirlemek ve gelecekteki kullanıcı davranışlarını ve trendlerini tahmin etmek için yapay zekayı kullanır. Bu tahminsel yaklaşım, kullanıcıların gelecekteki ihtiyaçlarına uygun içerik ve öneriler alması anlamına geliyor.Konuşmaya dayalı yapay zeka, sohbet robotları ve sesli asistanlar aracılığıyla kullanıcı etkileşimini bir dizi dokunma ve kaydırma hareketinden doğal, insan benzeri konuşmalara dönüştürüyor. Gelişmiş doğal dil işleme (natural language processing, NLP) ve machine learning algoritmaları bu etkileşimi oluşturan öğeler.
İyileştirilmiş erişilebilirlik
Mobil uygulamalardaki yapay zeka erişilebilirlik özellikleri, engelli kullanıcıların deneyimini derinden değiştiriyor. Sesten metne çeviri ve gerçek zamanlı alt yazı gibi özellikler kapsayıcılığa katkıda bulunuyor ve herkesin dijital dünyayla tam olarak etkileşime girmesini sağlıyor. Yapay zeka odaklı bağlamsal ve davranışsal analiz, kullanıcının mevcut durumunu ve davranış kalıplarını anlamayı ve bunlara yanıt vermeyi, son derece kişiselleştirilmiş ve duruma uygun etkileşimler sağlamayı içerir. Bağlamsal ve davranışsal analiz, kullanıcının ortamını ve devam eden davranışını anlamak, ilgili ve zamanında etkileşimleri sağlamak için konum, saat, cihaz tipi ve mevcut aktivite gibi verileri kullanır.
Mobil uygulamalarda yapay zekanın geleceği
Yapay zeka, mobil uygulama altyapısının ayrılmaz bir parçası olmaya hazırlanıyor. Sadece ek bir özellik olmak yerine, uygulama işlevselliğinin merkezine yerleşecek. Bu, geliştiricilerin, kullanıcı ihtiyaçlarını ve davranışlarını doğru bir şekilde tahmin eden ve son derece kişiselleştirilmiş kullanıcı yolculukları sunan daha akıllı, daha sezgisel ve daha güvenli uygulamalar oluşturmasını sağlayacaktır.
Yapay zekanın artırılmış gerçeklik (AR)ve ve sanal gerçeklik (VR) ile entegrasyonu daha da ilgi çekici ve etkileşimli uygulama deneyimleri sunacak. AR/VR ile AI, oyun uygulamaları için gerçek zamanlı olarak oyuncu davranışına göre ayarlanan dinamik ve kullanıcıları sarmalayan ortamlar oluşturabilir. Eğitimde ise uyarlanabilir öğrenme deneyimleri sunabilir, gerçek dünya senaryolarını simüle edebilir ve kişisel öğrenme tarzlarına göre içerikler sunabilir. Yapay zeka ayrıca sanal denemelere olanak vererek, kişiselleştirilmi ve etkileşimli alışveriş deneyimleri oluşturarak perakendede dönüşüm sağlayabilir. Ayrıca gelişmiş yapay zeka, kullanıcı verilerini ve gizliliğini korumak için daha gelişmiş yöntemleri mümkün kılacaktır. Ve tüm bunlar, buz dağının sadece görünen kısmı.
AI uygulamalarının neden bir MMP’ye ihtiyacı var?
Yapay zeka uygulamalarının büyümeyi korumak ve potansiyeli en üst düzeye çıkarmak için güçlü takip, analiz ve kampanya optimizasyonu yeteneklerine ihtiyacı var. Bu noktada, Adjust gibi bir mobil ölçümleme sağlayıcısı yani MMP kritik bir öneme sahiptir. Nedeniyse:
- Doğru performans takibi: AI uygulamaları, etkileşimleri, etkileşimi ve uygulama içi alışverişler (in-app purchases, IAP) de dahil olmak üzere revenue metriklerini tam olarak takip etmelidir. MMP, kullanıcı davranışı ve kampanya performansı hakkında derinlemesine bilgiler sunarak geliştiricilerin yapay zeka modellerini iyileştirmelerine ve kullanıcı deneyimlerini iyileştirmelerine yardımcı olur. Adjust, ham veri erişimine sınırsız erişimile benzersiz bir veri ayrıntısı sunar, hızlı ve akılcı kararlar almanıza yardımcı olur.
- Sahtecilik önleme: Fraud, AI uygulama geliştiricileri için önemli bir sorun. Güvenilir bir MMP, sahte aktiviteleri belirleyip önleyerek veri doğruluğunu sağlar ve bütçeleri güvende tutar.
- Pazarlama kampanyası optimizasyonu: Bir MMP, kullanıcı edinimi (user acqusition, UA) ve kullanıcı tutma oranı (retention rate) dahil olmak üzere birçok metrik ve kampanya faktörlerine dair derinlemesine veriler sağlar. Bu sayede AI uygulamalarının pazarlama stratejilerinde ince ayar yapmalarına olanak verir. Bu bütçelerin etkin kullanımını, doğru kullanıcı hedeflemesini ve yatırım getirisinin sürekliliğini sağlar.