Oyun oynamak, nefes almak kadar doğal ve bebeklikten ergenliğe kadar bir çocuğun hayatındaki en öncelikli faaliyet biçimlerinden biri. Gelişimsel olarak uygun oyun ve boş zaman etkinliklerine katılmak dahi artık uluslararası alanda çocukların temel insan haklarından biri olarak kabul ediliyor. Çocukların oyun oynama eğilimi, eğitim potansiyeli göz ardı edilemeyecek güçlü bir gelişim dürtüsü oluşturuyor. Aynı yaklaşım, söz konusu yabancı dil öğrenmek olduğunda da geçerli. Gelişimsel olarak uygun öğrenme fırsatları yaratmak için, küçük yaştaki öğrencilerin yabancı dil öğretmenlerinin, oyunu eğitimin merkezi bir unsuru olarak kabul etmeleri gerekiyor. 4-12 yaş arası çocuklar için Avrupa standartlarında online İngilizce eğitimi veren ödüllü Novakid, oyun yoluyla dil öğrenmenin çocuklar üzerindeki etkilerini açıklıyor.
Çocuk eğitimi ve gelişimi üzerine yapılan araştırmalar oyunu, hem çocuğun gerçek eylemlerini hem de bu eylemleri gerçekleştirme motivasyonunu tanımlayan özelliklerin bir kombinasyonu olarak tanımlıyor. Oyun esnasında nesnelere ve insanlara hayali roller atfeden çocuklar, yeni durumlarla nasıl başa çıkacaklarını kolaylıkla öğreniyor. Bu yaklaşım, entelektüel ve eğitsel zorluklarla daha başarılı bir şekilde mücadele etmelerine yardımcı oluyor. Dilbilgisi kalıpları, kelime aileleri, telaffuz ve dil parçaları gibi bir dizi dil alanını ve becerisini pratik etmeyi gerektiren yabancı dil öğrenimi için de oyunlaştırma oldukça önemli. Stres ve kaygıyı azaltan oyun aktiviteleri, dikkat ve konsantrasyon sağladığı için çocukların öğrenme sürecini bir hayli kolaylaştırıyor. Oyunlar, ders rutinlerinin bir parçası olarak sık sık tekrarlandığında, tesadüfi öğrenme için çok sayıda fırsat yaratıyor. Çocuklar genellikle oyunu geleneksel okul etkinliklerinin tam tersi olarak algılıyor ve dil oyunlarını motivasyonlarını artıran bir tür rahatlama olarak görüyor. Oyun temelli yabancı dil eğitiminden doğan potansiyel dil kazanımlarının yaşa bağlı olduğu ve yaş gruplarına göre değiştiği de bir gerçek. Özellikle okul öncesi öğrencileri, okuma yazma becerilerinden yoksun olduğu için dili çoğunlukla tesadüfi bir şekilde öğrenebiliyor. Şarkı söyleme, tekrarlama, tekerlemeler, hikayeler, rol yapma ve taklit etme teknikleri, oyunlaştırmanın temel unsurları olarak yabancı dil öğreniminde temel bir rol oynuyor.
“Oyun, Dil Öğrenme Pratiği İçin Motive Edici Bir Bağlam Oluşturuyor”
Oyunların ve diğer oyun temelli etkinliklerin, belirli bir öğrenci grubu için öğrenme hedefleri göz önünde bulundurularak seçilmesi oldukça önemli. Oyun temelli faaliyetlerin dikkatli bir şekilde yapılandırılması, aşamalara bölünmesi ve sırayla tanıtılması gerekiyor. Oyunun dil öğrenme pratiği için motive edici bir bağlam oluşturduğunu ve sayısız öğrenme fırsatı yarattığını vurgulayan Novakid CEO’su Max Azarov “Oyun, her çocuğun hayatının ayrılmaz bir parçası, sağlıklı ve optimal olgunlaşmanın da ön koşulu. Bütünsel gelişimi güçlendiren ve öğrenmeyi kolaylaştıran oyun temelli eğitimler, çocuklara çok dilliliğin kapılarını açan en doğal öğrenme alanı. Geleneksel dil öğrenme yöntemleri çoğunlukla ezberleme, dilbilgisi çalışmaları ve bilgi kartları gibi tekniklere dayanırken, oyun temelli öğrenme, dil öğretiminde daha doğal ve eğlenceli bir yol sunuyor.” dedi.
Dil öğreniminin, özellikle çocuklar için hayat boyu sürecek becerilerin temelini atan kritik bir süreç olduğunu belirten Azarov, “Bu süreçte kullanılan yöntemler, çocukların dil öğrenmeye karşı geliştirdiği tutumları ve bu becerileri ne kadar etkili bir şekilde edindiklerini büyük ölçüde etkiliyor. Biz Novakid olarak, çocuklar için İngilizceyi eğlenceli ve ilgi çekici hale getirmeyi hedefimiz olarak benimsedik. Müfredatımızı oyunlar ve etkinliklerle birleştirerek yetkin eğitmenlerimizle öğrenme sürecini keyifli hale getirdik. 550 binden fazla öğrenciyle, birbirinden keyifli 18 milyonun üzerinde dersi hayata geçirdik. Bu çalışmalara aynı tutkuyla devam ederek daha fazla çocuğa dil öğrenmenin eğlenceli ve etkili yollarını sunmaya devam edeceğiz.” açıklamalarında bulundu.