Hyundai, gelecekteki tasarım ve inovasyonları hakkında ipuçları veren SEVEN Concept’ini tanıttı. Elektrikli modeller için geliştirilen E-GMP platformundaki konsept, oldukça lüks bir yapıya sahip. Üst düzey iç mekandaki ahşap koltuklar ve teknolojik konfor öğeleri ise premium hissiyatı artırıyor. SEVEN, Hyundai’nin elektrikli modeller için kurduğu markası IONIQ şemsiyesi altında üretilecek.
Hyundai Motor Company, Amerika’da düzenlenen AutoMobility LA’de yeni konsept modeli SEVEN’i resmi olarak tanıttı. Hyundai’nin alt markası IONIQ tarafından hazırlanan konsept otomobil, hızla yükselen elektrikli SUV trendine müthiş bir şekilde uyum sağlıyor. Segmentine tamamen farklı bir bakış açısı ve yepyeni tasarım özellikleri getiren SEVEN, aynı zamanda Hyundai’nin 2045 yılına kadarki karbon nötrlüğüne olan bağlılığının da bir yansıması sayılıyor.
Güçlü bir duruş sergiliyor
IONIQ markası için geliştirilen her araç, en gelişmiş teknolojileri sorunsuz bir şekilde günlük yaşama aktararak, yeni nesil bir müşteri deneyimi sunuyor. SEVEN konsepti, uzay inovasyonuna ve yenilikçi bir yaşam alanına sahip. Ayrıca, Hyundai Motor Grubu’nun elektrikli araçlar için özel olarak geliştirdiği E-GMP (Electric-Global Modular Platform) üzerine inşa edilmiş bir model. E-GMP’nin uzun dingil mesafesi ve düz platform zemini ise daha büyük pil kullanımı için elektrikli otomobillere avantaj sağlıyor. SEVEN, geleneksel SUV modellerden farklı olarak çok özel bir aerodinamik siluete sahip. Alçaltılmış bir motor kapağı, aerodinamik tavan çizgisi ve uzatılmış dingil mesafesi ile içten yanmalı SUV’lardan net bir şekilde ayrılıyor. SEVEN’in aerodinamik yapısına ek olarak tasarımda yer alan minimal formlar da hacimsel anlamda olduğundan daha güçlü bir duruş sergilemesini sağlıyor.
SEVEN, daha güçlü bir yol tutuşu için, fren soğutma veya düşük sürtünme gereksinimlerine bağlı olarak açılan ve kapanan entegre “Aktif Hava Kanatları”na sahip tekerleklerle donatılmış. SEVEN, gecenin karanlığında görsel şov yapan ve aynı zamanda IONIQ’in marka kimliği haline gelen Parametrik Piksel ışıklara da sahip. Parametrik Piksel aydınlatma grubu, dijital ve analog stilleri birbirine bağlayan ortak bir tasarım dizisi oluşturuyor.
Sürüşe bağlı değişebilen modlar
SEVEN’in iç tasarım önceliği ise, kullanıcılara her zamankinden daha fazla özgürlük sunan bir iç mekan yaratmak. SEVEN’in dingil mesafesi, genişliği artırmak için mümkün olduğunca yüksek tutulmuş ve toplamda 3,2 metreye kadar bir değer elde edilmiş. Burada tasarım özelliklerinden de faydalanan mühendisler, düz zemin sayesinde de geleneksel sıra tabanlı koltuk düzenlemesine bir alternatif olarak akıcı bir iç düzen oluşturmuşlar. Sütunsuz kapılar, iç mekana giriş ve çıkışı kolaylaştırırken aynı zamanda modern bir tavan çizgisi ile de birinci sınıf bir ambiyans oluşturuyor. Hyundai’nin gelecekteki otonom mobilite vizyonunu da yansıtan bu özel konsept, sürücü koltuğu kullanılmadığında gizlenen ve geri çekilebilen bir kontrol çubuğuna da sahip. Geleneksel kokpitlerden farklı olarak ultra ince bir düzene ve entegre ekranlara yer verilirken, buna ek olarak iç mekanda evlerdeki gibi geniş bir salon deneyimi sunuluyor. Koltuk düzeni, döner şekilde ve kavisli bir yapıda hazırlanmış. Bu da geleneksel SUV’lardan farklı olmasını sağlayan bir diğer özellik. Bu koltuk düzeni sayesinde sürücü kontrollü veya otonom sürüş modlarına bağlı olarak özelleştirilebiliyor. SEVEN, yolcular için kişiselleştirilebilen esnek alan ve çeşitli araç içi mobil donanımlar da sunuyor. Bu özellikler, SEVEN’in gelecekteki IONIQ modellerinin temellerini oluştururken, mobilite ve bağlanabilirlik açısından da muhteşem bir alt yapı hazırlamış oluyor.
IONIQ SEVEN, çok işlevli Smart Hub grafik kullanıcı arayüzüne de sahip. Smart Hub ve ön koltuklar arkadaki koltuklarla birleştiğinde, üst düzey bir konfor ve ferahlık sağlıyor. Konseptin vizyoner tavanıysa, yolculuk sırasında maksimum rahatlama ve keyif için genel iç atmosferi değiştiren panoramik bir ekranla donatılmış.
Elektrikli konsept otomobil, 482 km’nin üzerinde bir menzil sunarken aynı zamanda performanslı kullanım özellikleriyle öne çıkıyor. Çok yönlü E-GMP platformu sayesinde, olağanüstü bir sürüş mesafesi sergileyen araç ayrıca ultra hızlı şarj özellikleri de sunabiliyor. 350 kW’lık bir şarj cihazıyla, yaklaşık 20 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80’e kadar şarj etme kapasitesine sahip.