Üsküdar Üniversitesi, üç yıl ara ile vefat eden iki değerli hocası Prof. Dr. Tuncel Özden ve Prof. Dr. Uğur Atik anısına 4. Kişiye Özel Tedavi Toplantısı “Kanıta Dayalı Teşhis” başlıklı program düzenledi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, her iki bilim insanının Türkiye’de kişiye özel tedavi ile ilgili orijinal uygulamaları gerçekleştirilmesini sağladıklarını kaydetti. Kişiye özel tedavi yaklaşımıyla doğru ilacı, doğru dozda ve doğru sürede verme ilkesine göre hareket ettiklerini belirten Tarhan, en yan etkisiz ilacın alınmayan ilaç olduğunu söyledi. Bu nedenle de yanlış tedavileri engellemek için ilaç duyarlılık panellerini önemsediklerini kaydeden Tarhan, “Psikiyatrik ilaçlarda bunu başarmamız çağın ilerisini yakaladığımızı da gösteriyor” dedi. Törende Prof. Dr. Uğur Atik Tıbbi Biyokimya Laboratuvarı’nın da açılışı gerçekleştirildi.
Üsküdar Üniversitesi, 5 Şubat 2017 tarihinde hayatını kaybeden Üsküdar Üniversitesi İleri Toksikoloji Analiz Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Salih Tuncel Özden ile 18 Ağustos 2020 tarihinde geçirdiği rahatsızlık sonucu yaşamını yitiren Tıbbi Biyokimya Laboratuvarı Direktörü, Biyokimya Uzmanı Prof. Dr. Uğur Atik’i andı. “Kanıta Dayalı Teşhis” başlığıyla düzenlenen 4. Kişiye Özel Tedavi Toplantısı, pandemi koşulları nedeniyle fi-jital olarak gerçekleştirildi. Üsküdar Üniversitesi Nermin Tarhan Konferans Salonunda yapılan törene Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Uğur Atik’in çocukları Pelin Şeker, Özer Atik, Biyokimya Uzmanı Akademi & Tetra Laboratuvarları Koordinatörü Nezihi Burdurlu katıldı. Pandemi önlemleri nedeniyle Prof. Dr. Uğur Atik’in eşi Dilek Atik ve Prof. Dr. Tuncel Özden’in eşi Seçkin Özden, programı çevrimiçi olarak takip etti. Klinik psikofarmakoloji denince dünyada akla gelen ilk kişi olan Prof. Dr. Stephen Stahl’ın NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’ne geçtiğimiz yıllarda yaptığı ziyarette ileri toksikoloji çalışmalarını çok beğendiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Prof. Dr. Stephen Stahl, Uğur Hocamız ile sohbetlerinde bu çalışmaları gerçekten yapıp yapmadığımızı sormuştu. San Diego’da çalıştığı 7 bin yataklı hastanede buradaki çalışmaları yapamadıklarını ve tahlil için dışarı gönderdiklerini söylemişti. Bu özel çaba ile yapılabilecek bir çalışma. Doktora da verdiğimiz Stahl daha sonra Cambridge Üniversitesi’ndeki sayfasında buradaki çalışmalardan bahsetmişti” dedi.
Toksik Dozun Önemi
Kişiye özel tedaviden gün geçtikçe daha çok söz edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, üniversite ve hastane olarak bu alanda önemli çalışmalar yürüttüklerini belirterek şunları söyledi: “Kişiye özel tedavi neden önemli? ‘En yan etkisiz ilaç, alınmayan ilaçtır’ diye bir söz vardır. Her ilacın yan etkisi var. Yanlış tedavileri engellemek için ilaç duyarlılık panelleri ön plana çıktı. Verilen ilacın toksik dozda olup olmadığı önemli. Prof. Dr. Stahl bize supraterapotik çalışmamızı önermişti. O ana kadar bizim uygulamadığımız bir yöntemdi. Literatürü araştırdık ve ilaç kan düzeyi üzerine çalışan kişilerin supraterapotik çalışabildiğini gördük. Çok dirençli, bir türlü düzelmeyen vakalarda ilaçları supraterapotik doza çıkardık ve olağanüstü düzeldiklerini tespit ettik. Aslında düzelmeyen hastalarda ilaç vücudu kullanamıyor. Bu durumda da sadece klinik gözlemle ilerleyince ilacın faydası olmadığına kanaat getiriliyor. Ancak kişiye özel tanı yaptığımız zaman hastanın ilacı karaciğerinin metabolize edip etmediği ortaya çıkıyor. Hatta biz bir adım daha ileriye giderek genetik profilleme de yaptık. Tedaviye dirençli vakalarda bunlar gibi rutin ölçümlerimiz var. Topladığımız vakaları yayımlayacağız. Bize gelen hastalar hep tedaviye dirençli geliyorlar. Bu kişilerde serotonin enzim aktiviteleri düşük çıkıyor. Öyle olunca beyin ilaçları farmakodinamik olarak kullanamıyor. Karaciğer açısından farmakokinetiğine bakıyoruz. Beyindeki hedefe ulaşması açısından farmakodinamiğine bakıyoruz. İlaçları kişiye özel, doğru ilacı, doğru dozda ve doğru sürede verme ilkesine göre hareket ediyoruz. Psikiyatrik ilaçlarda bunu başarmamız çağın ilerisini yakaladığımızı da gösteriyor. Şu anda ABD’de ancak özel fonlarla desteklenen bazı seçkin üniversiteler uyguluyor. Örneğin Yale Üniversitesinde Nöropsikiyatri Kliniği var. Onlar da bizim uyguladığımız tedaviyi uyguluyor. Dünyada sadece birkaç yerde uygulanabilen bir yöntemi Türkiye’de yapabiliyoruz. Kişiye özel tedavinin genetik ve ilaç kan düzeyi mönitarizasyon laboratuvarını işletiyoruz.”
Törende Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Uğur Atik’in çocukları Pelin Şeker ve Özer Atik’e günün anısına “Hisseden İnsan” heykeli takdim etti. ÜÜTV’den de canlı olarak verilen program sonunda Üsküdar Üniversitesi’nde yer alan Prof. Dr. Uğur Atik’in isminin verildiği Prof. Dr. Uğur Atik Tıbbi Biyokimya Laboratuvarı’nın da açılışı gerçekleştirildi.