Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) Araştırmacısı Zafer Acar, dünya genelinde akıllı telefon, bilgisayar ve internet kullanımının yüksek seviyelere ulaştığını belirterek insanların her 2 kilometrede bir dijital iz bıraktığını söyledi.
Kaliforniya ve Brandman üniversitelerinde yapay zeka konusunda dersler veren CERN Araştırmacısı Zafer Acar, Edirne Bahçeşehir Kolejince düzenlenen “Meslek Uzmanları ile Söyleşiler” etkinliğinde öğrencilerle online ortamda bir araya geldi. Söyleşide “büyük veri” ve “yapay zeka” konularında bilgiler veren Acar, internette her saniye milyonlarca fotoğraf, video ve yazının paylaşılarak milyonlarca dolarlık alışveriş yapıldığını ifade etti. Yapay zeka uygulamalarının yaygınlaştığını ve kullanım alanlarının arttığını anlatan Acar, şunları kaydetti: “Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla yüksek düzeyde veri paylaşımı yapılmaya başlandı. Hal böyle olunca çok yüksek veri ortaya çıkıyor. Bu verileri zamanında analiz ederek bir sonuca ulaşılması için bir bilgisayar yetmiyor. Böyle olunca normal programlama dilleri çöküyor. Önceden bilgisayar programcılığı çok yaygındı. Veri tabanında veri duruyor ve program yazılıyordu ardından bir sonuç çıkıyordu. Ancak yapay zekaya geçtiğimizde ise veri var, biz birkaç tane sonuç veriyoruz ve programı yapay zeka hazırlıyor. Böyle olunca bilgisayar programıyla aylar yıllar sürecek projeler birkaç milisaniyede bitebiliyor. Burada çok büyük bir değişim ve gelişmeden bahsediyoruz. İnsanlığın hayatını değiştirebilecek bir devrim niteliğinde bir gelişme. Böyle olunca işlerimiz hızlanıyor, şirketlerini masrafları ve israfları azalıyor.”
Yapay Zeka Etkisi Var
Acar, yapay zekanın insan hayatını kolaylaştırdığını ve pek çok sektörde etkin olarak kullanıldığını dile getirdi. Gelecek 30-40 yılın en önemli teknolojisinin yapay zeka olacağını vurgulayan Acar, söz konusu teknolojiyi kullananlar ve kullanmayanlar arasında büyük farklar oluşacağını belirtti. İnsanların yapay zeka uygulamaları ve teknolojik aletleri kullanarak sürekli dijital iz bıraktığına dikkati çeken Acar, şöyle devam etti: “Artık her 2 kilometrede bir dijital iz bırakıyoruz. Ya cep telefonumuz iz bırakıyor, ya petrol istasyonlarının kameralarına takılıyoruz ya MOBESE kameralarına takılıyoruz ya da kendimiz bilerek ve isteyerek sosyal medyada sürekli paylaşımlar yapıyoruz. Orada konum bilgilerimiz ve nerede olduğumuz yazılıyor, kaydediliyor. Bunun yanında fotoğraflarımızın arka planlarındaki her şey tüm nesneler tanınıyor ve bunların ne olduğu veri tabanlarına kaydediliyor. Yani sürekli bir dijital iz bırakıyoruz.”